Yeni seçim yasası, yasanın gerekçesi… İttifaklara etkisi…

Partilerin kayıpları ve kazançları üzerinden tartışmalar sürüp giderken, temsilde adalet açısından bir değerlendirme…

Yeni seçim yasası gündeme geldiğinden bugüne, d’Hondt sistemi ile yatıp d’Hondt sistemi ile kalktık.

Peki, kısaca nedir bu d’Hondt sistemi?

d’Hondt sistemi partilerin ya da bağımsızların çıkaracağı milletvekili sayısını hesaplamak için bir seçim çevresinde çıkarılacak milletvekili sayısı kadar her partinin ya da bağımsızların sırasıyla 1,2,3…’e bölme işlemidir. Bir seçim çevresinde 35 milletvekili var ise bölme işlemi 35 kez yapılır.

İstanbul 1 nolu seçim çevresi 35 milletvekili ile temsil ediliyor. Bu milletvekillikleri d’Hondt sistemine göre partilere dağıtıldığında AK PARTİ 15, CHP 10, HDP 4, MHP 3 ve İYİ Parti 3 milletvekili çıkarıyor.

Bu seçim çevresinde tablodaki oy oranları ile ikili ya da klasik d’Hondt sistemine göre milletvekili sayılarında bir değişiklik olmuyor.

d’Hondt sisteminin bizdeki tarihçesine ve %10’luk ülke barajı üzerinden yapılan tartışmalara göz atalım.

“Bizde d’Hondt sisteminin basit seçim sayılı çevre barajıyla uygulandığı 1961 Millet Meclisi genel seçimleri dışında, seçimlerde herhangi bir barajın uygulanmadığı 1961 Anayasası döneminin genellikle istikrarsız hükümetlerine bir tepki olarak çeşitli önlemler getiren 10.6.1983 tarih ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu, d’Hondt sisteminin ülke genelinde %10 baraj ve seçim çevrelerinde basit seçim sayılı barajla birlikte uygulanmasını öngörmüştür (m. 33/I, 34/II‐III). Yukarıda açıklandığı gibi çevre barajı, 1995’de 4125 sayılı Kanun’la 2839 sayılı Kanun’da yapılan değişiklikler arasında 34. maddenin II. fıkrasında yeniden düzenlenen biçimiyle Anayasa Mahkemesi’nce “temsilde adalet” ilkesine aykırı bulunarak iptal edilmekle birlikte; yine 4125 sayılı Kanun’la 2839 sayılı Kanun’a eklenen 34/A maddesinin I. fıkrasında 33. maddedeki %10’luk ülke barajına yollama yapan ibareye yönelik iptal istemi, %10’luk ülke barajının “aşırı sayılamayacak düzeyde olduğu, böyle bir baraja “rakam ve oran olarak” el atmanın “yargısal denetimin amacıyla” bağdaşmayacağı; kaldı ki %10’luk ülke barajının “yönetimde istikrar ilkesine uygun”, ayrıca “temsilde adalet ilkesiyle de bağdaşmakta” olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir.1

Oysa; gerek %10’luk ülke barajı gerekse bugün önerilen %7’lik baraj, günümüzde hiçbir demokratik ülkede rastlanmayacak kadar yüksektir.

2002 ve 2018 arasında yapılan 6 milletvekili seçimini inceleyelim.

2002 seçimlerinde geçerli oyların %46’sı meclis dışında kalmış, toplam %54 ile iki parti milletvekillerinin %98,5’ini almıştır.

Grafikten görüleceği üzere 2002 yılında yapılan seçimlerde MHP %8,36, HADEP %6,22 ve diğer partiler %31,75 oy almasına rağmen ülke barajı nedeniyle seçmenin oyu meclise yansımamıştır. 2002 yılında baraj sorunu yaşayan HADEP, sonraki iki seçime (2007 ve 2011) bağımsız adaylarla katılmıştır.

 

2002 yılından sonra yapılan seçimlerde meclis dışında kalan oy oranı azalmış ve seçmenin iradesi vekilleri aracılığı ile meclise yansımıştır.

Yeni yasa ile küçük partilerin meclis dışında bırakılması hedeflendiği tartışmalarından ziyade, seçmen iradesinin meclise yansıdığı sistemin oluşturulmasına yönelik alternatif çalışmalar üzerinden yapılması daha doğru bir tartışma konusu olabilir.

2002 ile 2018 yılları arasında yapılan 6 milletvekili seçimini ve 2018’den sonra yapılan araştırmaların trendlerini inceleyelim.

Grafikten görüleceği üzere, 2018 seçimlerinden sonra yapılan araştırmalarda 5 parti dışındaki partilerin oy oranı toplamı %7 ila %10,5 arasındadır.2

Bu partilerin oy oranları dalgalı bir trend izliyor olsa da; yakın zamanda yapılan araştırmalar, oylarının yükselme eğiliminde olduğunu göstermektedir.

Yeni seçim yasası ile ikili d’Hondt sisteminden vazgeçilmiş ve klasik d’Hondt sistemine geri dönülmüştür. Bununla birlikte ülke barajı %10’dan %7’ye düşürülmüştür. Barajlı klasik d’Hondt sisteminin küçük partiler aleyhine adaletsizlik yarattığı bilinen bir gerçektir.

İstanbul 1 nolu seçim çevresini incelediğimizde, %3’ün altında oy oranı ile 6 milletvekilliği büyük partiler tarafından kazanılmaktadır.

Bu seçim çevresinde ülke barajı olmasa ya da %3’lük baraj benimsenmiş olsa; bir veya daha fazla parti %3’ten fazla oy alması durumunda, milletvekili elde etme şansını yakalayabilir.

%3’lük ülke barajı, yeni seçim yasasının temsilde adalet gerekçesinin temelini oluşturur ve siyasal parti sistemimizin daha sağlıklı bir zemine oturmasını sağlayabilir.

Elbette ki ülke barajı “%5’e düşürülse, neden %3 olmadığı”, “%3’e düşürülse %1 talebi”, “%1’e düşürülse barajın kaldırılması” gibi istekler de peşi sıra gelecektir. Bu yazıda, tablo ve grafiklerle %3 baraj uygulamasının kamu yararı üzerinden değerlendirmesi yapılmıştır.

%3’lük ülke barajı benimsenmiş olsa; bu yasanın, muhalefetin 6’lı masasını dağıtmak ya da küçük partileri üçüncü ittifaka zorlamak gibi nedenlerle yapıldığı tartışmalarını da ortaya çıkarmazdı.

Başka bir tartışma ise, Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2. tura kalacağı ve mecliste çoğunluğu sağlayacak ittifakın, 2. turda seçmenin yönetimde istikrar yaklaşımı ile mecliste çoğunluğu sağlayan ittifakın adayına yöneleceği üzerinden yapılan yorumlardır.

Bu tartışmayı da veri ile inceleyelim.

2018 yılında milletvekili sayısı 550’den 600’e yükseltilmiştir. 2018 yılından önce meclis çoğunluğu için 276 milletvekili gerekirken, 2018 yılından sonra meclis çoğunluğu için gereken milletvekili sayısı 301 olmuştur.

Ak Parti’nin 2002 yılından sonra yapılan ve meclis çoğunluğunu sağlayamadığı iki seçim, 7 Haziran 2015 ve 24 Haziran 2018 seçimleridir.

2018 seçimi, ikili d’Hondt sistemine göre yapılmış ve milletvekili dağılımı AK PARTİ 295, MHP 49, CHP 146, İYİ PARTİ, 43 HDP 67 olarak gerçekleşmiştir.

Yeni yasa ile klasik d’Hondt sistemine göre aynı oy oranları ve illerin değişen milletvekili sayıları3 dikkate alınarak yapılan hesaplamada oluşan tablo ise AK PARTİ 304, MHP 53, CHP 134, İYİ PARTİ 37, HDP 72 şeklindedir.

Bu durumda AK PARTİ’nin 9, MHP’nin 4, HDP’nin 5 milletvekili kazandığını, CHP’nin 12, İYİ PARTİ’nin 6 milletvekili kaybettiğini görüyoruz. Toplamda 18 milletvekili değişmiş olsa da; 36 Milletvekili adayını etkileyen bir sonuç yarattığını söyleyebiliriz.

Eylül 2021’de yapılan araştırma sonuçlarına göre, yeni yasayla partilerin milletvekili dağılımı;

AK PARTİ 249, MHP 42, CHP 148, İYİ PARTİ 82, HDP 79 milletvekili olarak hesaplanmıştır.

Bu dağılıma göre hiçbir parti ya da ittifak mecliste çoğunluğu sağlayamamaktadır. Eylül 2021’den sonra değişen oy oranları ve yeni yasaya göre oluşturulacak ittifak ve iş birliği modelleri ile milletvekili dağılımı değişiklik gösterecektir.

Yeni yasa ile birlikte tüm partiler, çalışmalarının yönünü Newton’un hareket yasaları üzerinden yeniden düşünmeli…

1Prof. Dr. Hikmet Sami TÜRK Anayasa Yargısı Makalesi (2006) Makalesi
2Tabloda yer alan araştırma sonuçları 5000 örneklem ve üzeri araştırmalardır.
327 Mart 2021 tarih ve  31436 sayılı resmi gazetede yayınlanan illerin çıkaracağı milletvekili sayılarına ilişkin YSK’nın 125 sayılı kararı https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/03/20210327.pdf